anlatacak çok şey var elimde tuttuğum kağıt bir kamera olsada
ben yürüyerek gideceğim
senin biletin var
kağıt biletin
nereye kadar gidersin ki
yine de
sen biliyorsun
bana göre bütün yollar o yere çıkıyor
sen güzelce yürüyorsun
ben senin dizlerine bakıyorum
eğilip bükülen dizlerine
ancak bakabiliyorum
benim gücüm
bakmaya yetiyor
senin gibi salınamıyorum yeryüzünde
hep kalabalıksın
ve heP gürültü var senin olduğun yerde
sessizce
durmayı yeğlediğin yerde
ben o yana
senin döndüğün yana
dönmeyince
karanlık oluyor
karanlık bir köşebaşında
elimde kağıt bir kamera
herkes bana bakıyor
utanmasam
buruşturup çöpe atacam kağıt kameramı
devam
kendinle barışık mısın orada?
ben demli bir çay daha içiyorum
doktorumun içme dediği saatte
gününe göre
belki bir bira
kağıt kameramın ayarlarını yapıyorum
aşk ayarlarını
bana dönüp işaret versen
sayıklasan mesala